YOLCULUK
- Sercan Gülver
- 4 Mar
- 2 dakikada okunur
Aşk, zamanın durduğu bir an mıdır yoksa acı çekmek üstüne kurulmuş garip bir yolculuk mu? Bazen bu soru üzerine o kadar çok düşünüyorum ki zamanın içimde öldüğünü fark etmiyorum bile. Aşk, karmaşık ve tanımı olmayan, doğuştan gelen bir içgüdü olarak görülebilir. İçinde bir sürü yanılsama, trajedi, umut ve hayal kırıklıkları barındıran bir içgüdü...Belki de aşkı bu kadar öngörülemez yapan da birbiriyle çelişen duygular barındırmasıdır. Kendi kendime sorduğum bu sorular üzerine kendimi, aşkın acı çekmek üstüne kurulduğunu düşünürken buluyorum.

Aşk acısı insanın kalbinde derin izler bırakan yoğun bir duygu ve adeta vücudumuzun sessiz bir şekilde çığlık atması gibidir. Sanki dünya bir anlığına tüm renklerini yitirir. Giden, ardında buruk ve hayal kırıklıkları ile dolu bir kalp bırakır. Ama yine de bu acı, sevmenin bir bedeli olarak görülebilir. Birini tüm benliğiyle sevmek aynı zamanda onu kaybetme riskini de beraberinde getirir. Bu acı, zamanla geçen ama izi hep kalan yara gibidir. Kalbin derinliklerinde her zaman kalır. Bir süre sonra ise kendini bir sorgulamaya bırakır. "Her şey yolundayken bir anda neden böyle oldu?" Ancak bazen sorulan sorulara kanıt bulamazsın sadece bilirsin.
Aşkı hep acı üstünden anlatmaya çalıştıysam da özünde aşk, çok kuvvetli bir bağdır. Çünkü bu hayatta kimse bir başkasını karşılıksız sevmez, ama birbirine aşık iki insan birbirlerini karşılıksız şekilde sever, aşkın da büyülerinden biri budur. Bizi her şeye rağmen büyüten ve dönüştüren, kimi zaman ağlatıp, kimi zaman güldüren bir deneyimdir. Yine de aşk sadece bireyler arasında yaşanan bir duygudan da ibaret değildir. Doğaya, sanata, edebiyata duyulan derin bağlılık da aşk olabilir. Gecenin karanlığında sessizce yıldızları izlemek, sevdiğimiz şarkının notalarında kendimizi kaybetmek, okuduğumuz kitaptaki karakterle bir yolculuğa çıkmak... Tüm bunlar aşkın farklı yüzleridir. Belki de aşkın bu kadar derin ve evrensel olmasının sebebi de budur. Herkes içindeki o kıvılcımı keşfetmeye çalışır.
Sercan GÜLVER
Yorumlar